Mehmet Şimşek: Net rezerv artıya geçti

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, canlı yayında ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtlıyor…

Bakan Şimşek’in açıklamalarından satır başları:

Program gerçekten çalışıyor. Belli alanlarda başarı çok net, bazı alanlar zaman gerektiriyor. Büyümede daha dengeli kompozisyona doğru evrildik. Geçen sene ikinci çeyrekte büyüme yüzde 4 civarı ama iç talebin büyümeye katkısı 10 puandan fazla. Büyük cari açık, erimiş rezervler o dönemin yansıması. Bu senenin ilk çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısı yüzde 1.6’ya döndü. İç talep hala güçlü ama daha ılımlı hale gelecek. Büyümede dengelenme var. Programın özü de bu. Aşırı ısınmadan ılımlı patikaya geçiş var. Enflasyon evet zirveyi buldu. Başından beri ifade ettiğimiz bir konu. Program gerçekleşmeleri genel olarak bizim hedeflerimizle uyumlu gidiyor. Enflasyonu 70’li rakamlarda zirveyi bulacağını kamuoyuyla paylaştık. Enflasyonu baz etkisi nedeniyle yüksek kalmaya başladı.

CARİ AÇIK HEDEFİ

Cari açık artık giderek daralıyor. Geçen sene mayıs ayında revize cari açık 57 milyar doların üzerindeydi. Bu mayısta cari açık 25 milyar dolara inmiş olacak. Cari açık yarı yarıya. Cari açık geçen sene milli gelir tahminleriyle yüzde 6’yken bugün yüzde 2.5’in altına düşmüş olacak. Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor.

65 MİLYAR DOLARLIK KAYNAK AKIŞI OLDU

Rezerv birikimine imkan sağlanıyor. Geçen sene mayıs sonuna göre Türkiye’nin rezervi 44 milyar dolar yukarıda. Swap hariç rezervler 2020’nin başından itibaren ilk kez artıya geçti. Çünkü son 2 ayda 65 milyar dolarlık Merkez Bankası’na kaynak akışı oldu. Onun 3’te 1’i kısa vadeli dışarıdan kaynak, yine yaklaşık olarak ona yakın bir kısmı portföy tercihleri olarak TL varlıklara, bir de orta uzun vadeli bankaların şirketlerin hazinelerin küresel piyasalardan devşirdiği orta uzun vadeli kaynak var. Kısa vadeli kaynaklar her an yön değiştirebilir, sırtımızı oraya dayamıyoruz. Bunu nasıl başardık, güvenle. Geçen sene bir ara 144 milyar dolarla zirveyi bulmuştu. Türkiye’nin MB’nin koşullu yükümlülüklerinde muazzam düşüş var. Rezerv artışlarıyla koşullu yükümlülükleri birlikte düşünmek lazım.

RİSK PRİMİ DÜŞÜYOR AMA HALA YÜKSEK

Türkiye’nin risk primi geçen yıl Mayıs’ta 700 baz puanın üzerine çıkmıştı, şu anda 260 baz puan civarı. Türkiye’nin risk primi hala yüksek. Programın başındayız.

Kredi derecelendirme kuruluşları 11-12 yıl aradan sonra notumuzu artırdılar. Program olmasa? ‘Uzun süre piyasada ortada program yok ki’ denildi. ‘Bu program kaynak falan çekmez’ dediler. Tarihte eşi benzeri görülmemiş kaynak girişi var. Reel sektör dış borç olarak 100 dolar ödediği zaman sadece 73 dolar bulabiliyordu. Bankalarımız 100 dolar borç ödediğinde sadece 96 dolar bulabiliyorlardı. Bankalarımız 100 dolar borç ödediğinde 150 dolar kaynak bulabiliyorlar hem de daha ucuza. Program öngördüğümüzden çok daha iyi çalışıyor.

ENFLASYON HEDEFİ

12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 33, 24 ay sonrası için yüzde 21 civarı. Piyasa ‘Bu program kararlılıkla uygulanırsa enflasyon yüzde 21’e iner’ diyor. Yıllık enflasyon yükseldi. Ama bu program olmasaydı yıllık enflasyon nerede olur sorusu sorulmaz. Enflasyon bugün niye yüzde 75. Geçen seneki koşullara gidelim. Ülke çok büyük deprem yaşadı. Depremin iki etkisi var, bütçe açığını muazzam şekilde artırdığı için artan bütçe açığı harcamalar şeklinde yansıdığı için enflasyon yükselir. Deprem çok büyük, etkilenen nüfus çok olduğu için bazı bölgelere deprem bölgesinden göç oldu. Deprem yılın ilk yarısında oldu ama enkazın temizlenip inşaatın başlaması yazı buldu. O zaman da inşaat malzemelerinde muazzam artış oldu.

“KURU SERBEST BIRAKMAK ZORUNDA KALDIK”

İkinci hususta geçen sene kuru serbest bırakmak zorunda kaldık. 2021’de kur 18 liraya çıkmış, tedbirler alınmış KKM gibi kur tutulmuş. Biz bunun rekabet gücü dar boğazına gideceğini, cari açıkta ihracattan dolayı çıkış yaşanacaksa kuru serbest bıraktık. Kur geçişkenliği hiçbir dönemde olmadığı kadar yüksek. Geçen sene büyük oranda depremin etkisi ama seçim de var. Bütçe açığı yüzde 10’lara çıkma ihtimalinden konuşuluyordu. Açığı yüzde 5’e çekmek için mali konsolidasyona gittik. Vergileri artırdık, bunlar enflasyonist. Tabi ki enflasyonda düşüş için zemin yok. Biz aylardır dedik ki, dezenflasyona geçiş yılıdır. Yüzde 75 enflasyon çok yüksek. Bu enflasyon son 12 ayı anlatıyor.

ENFLASYON KALICI ŞEKİLDE DÜŞÜŞÜN EĞİŞİĞİNDE

‘Baz etkisi nedeniyle enflasyon düşecek’ diyorlar. Sadece baz etkisi değil. Enflasyon kalıcı şekilde düşüşün eşiğindedir. Uzun bir süredir para politikasını enflasyonu çıpalayacak şekilde yeniden inşa ettik. Şu anda fonksiyonel bir para politikası var. Maliye politikası geçen sene ve bu sene genişleyici bir politika. Biz şimdi ilave tedbir alıyoruz. Özellikle vergide adalet ve etkinliği sağlayacak reforma ilişkin çalışmaların sonuna geldik. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir